Karanlığın ruhumu esir aldığı zamanlarda gelmiştin sen.Aniden…Tek bir hamleyle çekip aldın beni o soğuk yerden…Umutlarım,sevinçlerim,gülüşlerim,Kahkahalarım,her şeyim olmuştun….Mutluluğun adını sen koymuştum.Bu sefer yıkmıştım duvarlarımı….Ruhumun derinliklerine işleyen korku zincirlerini kırmıştım. Sonsuzlukla tanışmıştı içimde büyüttüğüm küçük çocuğum.İlk defa sonsuzluğa inanmıştı.Ama sonra ne oldu anlayamadım elimden kayıp gitti sonsuzluğum.İnancım,Umutlarım,sevincim,mutluluğum gitti…Kal demeyi istedim.Ama ”O gitmeyi seçmişken bir şey gelmez elinden.Sus! ve izin ver Bırak gitsin,sen onu onsuz da seversin” dedi gururlu çocuğum.İtiraf edeyim gidişinle yıkıldım,tükendim.her zorluk karşısında dimdik duranAsi çocuğum yenildi,yenildim…Çaresizlik,umutsuzluk ruhumdaki umutları emdi.Geriye çekildim ve kayboluşumu izledim.Kendime ağladım.Beni iyi dinle SEN! Senin yüzünden ilk defa kendime acıdım…Kendi korkuların senin içindeyken seni değil beni bitirdi.Sana değil bana zarar verdi.Sen bir türlü yıkamadın o duvarları.Biraz cesaret edip zincirlerini kıramadın.Sen kendini değil beni bitirdin.Karanlığın ruhumu esir aldığı zamanlarda gelmiştin sen.O karanlığa bırakıp gittin beni.Bir de üstüne o karanlıkta tek ışığım olan inancımı da götürdün…Biz Sonsuz demiştik…sonsuzluğa inanmıştık…Sonsuz olacaktı… OLMADI!